103 de 6-7 ve 8. sorular
6) Tasvir Cümlesi: Yüksek dağlara çıktılar.
Tasvirlerin Metindeki İşlevleri: Tasvirler metinde anlatılanları zihinde daha belirgin canlandırmak için kullanılmıştır. Fakat ayrıntıları verilmediği için dikkat çekmiyorlar.
7) Metinde herşeyi bilen bir anlatım vardır. İlahi bakış açısıyla yazılmıştır.
İkisi de hayatlarını kötülüklerle mücadele etmeye adamış kahramanlardı r.
SAYFA 104
DANİŞMEND GAZİ
TİP NASIL BİR İNSANDIR?
kahramanlık yönü bulunan,cesur ve yiğit bir insandır.
TİP DURAĞAN MIDIR DİNAMİK Mİ?
hikayenin başından sonuna kadar hareketlidir.(dinamik)
HANGİ KISIM BÖYLE DÜŞÜNMENİZE NEDEN OLDU?
hikayenin bütün kısmı
SOSYAL ORTAM ÇEVRRE.....
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir.
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL.........
çağın gereklerinden dolayı fark vardır.
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ.........
ana kahraman olduğu için vardır.
TİP KENDİ KİŞİLİĞİNİN FARKINDA MIDIR........
farkındadır.yaptıkları bunun göstergesidir.
SİZCE GERÇEK HAYATTAA...........
gerçek hayatta böyle olağanüstülükler taşıyan bir karekterle karşılaşmak mümkün değildir.
S.107
1.Cemşidin rüyasında gördüğü kıza aşık olması
2.Cemşidin bu kızın anadoluda olduğunu öğrenmesi ve önce çine oradan anadoluya geçmesi
b.Bu olaylar hayal gücünün ürünü olduğu için yaşanamaz.
c.Cemşidin rüyası
5.etkinlik:
a.Yazıya geçirildiği dönem ile tema arasında bir bağ yoktur.Bu durum temanın iran edb.alınmasından kaynaklanır.
b.Kişiden kişiye değişir.
3.Aşk teması çok sık işlendiği için evrenseldir diyebiliriz.
4.Metnin yapısını oluşturan ögeler;Olay örgüsü,mekan,zaman,kişiler
Metnin yapısını oluşturan ögeler arasındaki ilişkiler;Ögeler metnin temasını vermede birer araçtır.
5.Kişiler;Cemşi,Hurşid,Kayser
Kişilerin özelikleri;Çin hükümdarının oğlusur.Zorlu yollardan geçip Hurşid için mücadele veren kahramandır.
Hurşid;Cemşidin rüyasında görüp aşık olduğu kız.
Kayser;Hurşidin babası
Kişilerin işlevi;Cemşid;Mesnevinin baş kahramanı
Hurşid;Baş kahraman
Kayser;Yardımcı kahraman.
b.Değişen hayat şartları nedeniyle etkisi yoktur.
6.Cemşid için derdinin dermanı yoktur onu nasıl anlatayım.
7.Kayser///sarayına///gelince mekanların sadece adı verilmiştir.Belirsiz bir zaman anlayışı vardır.
8.Hindistandan çıkıp çine geldi.
9.Kahramanların mekanın ve zamanın ayrıntılı tasvirleri yapıldı.Metnin tamamı nesir şeklinde olurdu.
10.Günümüze gelinceye kadar bazı söz değişiklikleri oluşur.
bazı yabancı sözlü kelimeler kullanılmıştır.
11.Sade bir dil kullanmıştır.
Klasik türk edb.şairidir.
S.110
battalname
anlatım öz(nesir)
dil öz(sade)
kahraman öz(kahraman,cesur)
danişmendname
anlatım öz(nesir)
dil öz(sade)
kahraman öz(kahraman)
dede korkut
anlt.öz(nazım ve nesir)
dil öz(sade)
kahraman öz(cesur)
cemşid ü hurşit
anlatım özelliği(nazım)
dil öz(ağır)
kahrama öz(kahraman ve aşık)
S.111
1-E
2-E
3-E
6.)Yanlış
Doğru
Yanlış
Doğru
s.113
hazırlık
1.ayağını yoganına göre uzat: harcamaların maddi güce göre yapılması gerekir.
işleyen demir pas tutmaz: çalışan insan körelmez.
kişi ne yaparsa kendine yapar:iyilik yapan iyilik bulur.
damlaya damlaya göl olur: küçük birikimler zamanla çoğalır
2.soru
baklava
Hoca aksamleyin eve dogru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir.
-Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu...
-Beni ilgilendirmez!
-Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu.
-O zaman seni ilgilendirmez!
s.115
2. hacı bektaş-ı veli,eserini döneminin tasavvuf ve hayat anlayışını, ilahi aşkı ve bu aşkın verdiği coşkuyu, İslam inancının kaynaklarını öğretmek amacıyla yazmışyır.
3.cümleler kısa ve açıktır
esrde kullanılan dil, son derece anlaşılır ve sade bir dildir
1.üstteki paralel çizgiler; akıl,utanma-haya,ilim,iman
alttaki paralel çizgiler;öfke,aç gözlülük,haset,şüphe
Ana düşünce;İman rahmani,şüphe şeytanidir.
2.Dönemin tasavvuf ve hayat anlayışını ilahi aşkı ve bu aşkın verdiği coşkuyu,islam inancının kaynaklarını öğretmek amacıyla yazmıştır.
3.Makalatın Özellikleri:
Eserde sade,anlaşılır bir dil ve kısa cümleler kullanılmıştır.Bazı sözcüklerin günümüze gelinceye kadar bazı ses değişikliklerine uğradıkları görülmektedir.
sayfa 116
4.13. ve 14. yüzyıl öğretici metinleri==>>*manzum metinler(şiir)
*mensur metinler(düz yazı)
5.Tasavvuf Geleneğine bağlı kalınarak oluşturulmuştur.
Manıku tayr eserinin anlamı
mantıku't tayr : kuşların konuşması
menzil:1.yollardaki konak yeri 2.ev 3.bir günlük yol,konak 4.mesafe
zer-nigar:altınla işlenmiş yaldızlı
şah-var:1.şaha ve hükümdara yakışacak surette 2.iri ve iyi cins inci
mah-ruy:ay yüzlü,yüzü ay gibi olan,güzel
rumuz:işaretler,manası gizli olan sözler
sayru:hasta
ŞİİR ANLAMI
YOLA NE KONAK ÇIKTI NE NİŞAN
HER KUŞUN YÜREĞİNDEN BİR FERYAT ÇIKTI
YEDİ YIL BÜLBÜL GİBİ UÇTULAR
BİRAZ OLSUN GÜLEREK GİTMEDİLER.
BİRİ YALDIZLI BİR SARAY GÖRDÜ
ŞAHLARA YAKIŞIR ŞEKİLDE İNİVERDİ
BİRİ BİR AY YÜZLÜ GÖRDÜ
YOLUNU ONA DAYADI VE ONU İSTEDİ
BİRİNİ BİR DAĞ BAŞINDA KURT YEDİ
BİRİ BEN GERİ DÖNECEĞİM DEDİ
BAZILARI HASTA OLDU KALDI
BAZILARIDA HİÇ İLERİYE GİDEMEDİ
100.000ER YOLDA CAN VERDİ VE
KİMSE BU SIRRIN NE OLDUĞUNU BİLEMEDİ.....
sayfa 117
üstteki paralel çizgiler
ilki;nasrettin hoca
ikincisi;cenazesinin
üçüncüsü;vefasızlığını görünce
alttaki paralel çizgiler(sondan başa doğru yazılcak)
üçüncüsü;gelip kendi haber verir.
ikincisi;kaldıracağını düşünür.
ilki;bir gün ölür.
ANADÜŞÜNCE;kendi işini kendin gör.
7.soru
nasrettin hoca fıkraları yüzyıllar boyunca kuşaktan kuşağa anlatılarak günümüze kadar ulaşmıştır.Bu nedenle nasrettin hoca fıkraları "sözlü gelenek"e bağlı kalınarak oluşturulmuştur.
S.119
a.KONULARI BAKIMINDAN ÖĞRETİCİ METİNLER
*Tıp metinleri * dini metinler * İslam menkıbeleri * öğüt ve bilgi verici metinler
b.Sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.Cümleler kısa ve açıktır.Bu dönem öğretici metinleri din tasavvuf tıp ve tabiat konularında yazılmıştır.Bu yüzyılda yazılan öğretici metinler aydınlatıcı ve yol gösterici metinlerdir.
ÖLÇME DEĞERLENDİRME
1.a
2.T A S A V V U F
3.e
4.Makalat adlı eseri...Hacı Bektaş Veli...yazmıştır.
14.yy öğretici metinleri anlatım biçimleri bakımından...manzum..ve...mensur...olmak üzere iki gruba ayrılır.
5.D,Y,D,D,Y,D,Y
S.120
120 deki 5.sorunun cevabı şöyle olcak
d d d d y d y
S.120 Etkinlikller
etkınlık5
d
y
d
d
d
d
y
1.etkınlık;ask temasının işlendıgı gunumuz sıırlerınden ornekkk;
baslık_ASK SARKISI;
bır sen bır ben sevgılım bırde bu bahar...
neyleyım sen guzelsın bende genclık var
olum gıbı mukadder bır yol kı bu ask ,
ucu ta leyle ılle mecnuna cıkar...
Hayatı 1526 yılında İstanbul'da doğduğu tahmin edilmektedir kesin bir tarihi yoktur. Bâki'nin asıl ismi Mahmud Abdülbâki'dir[1]. Aslında fakir bir ailenin çocuğu idi, babası müezzinevet Çocukluğunda saraç çıraklığı yapmıştır. Eğitime, ilme olan büyük tutkusu fark edilmeye başlanınca ailesi medreseye devam etmesine izin vermiştir; zira başlarda medreseye kaçak, ailesinden gizli gitmekteydi. Gayretleri ile iyi bir eğitim görmüş, dönemin ünlü müderrislerinden ders almıştır. Eğitimi boyunca şiire olan ilgisi giderek artmış ve güçlü kaleminin ünü de yavaşça yayılmaya başlamıştır. Eğitimini tamamladıktan sonra çeşitli medreselerde müderrislik yapmıştır. Hayatı boyunca çeşitli dönemlerde kadılık²,kazaskerlik[1] gibi makamlarda devlet hizmetinde bulunmuş, yaşlılığında Şeyhülislam olmak istese de bu göreve getirilmemiştir[2]. 1600 yılında, İstanbul'da vefat etti. 16. yüzyılda şairler sultanı olarak anılan şairimizdir.
→(2)KADILIK:Günümüz mahkemelerindeki hakim sözcüğüne o dönemde karşılık gelen kelimedir
Çalışmaları [değiştir]Bâki Osmanlı'nın en güçlü devirlerinden birinde yaşamıştır, bu da pekâla onun şiirlerine ve şiirlerinde kullandığı temalara yansımıştır. Aşk, yaşamanın zevki ve doğa şiirlerinin başlıca konularıdır. Her ne kadar şiirlerinde tasavvuf etkisi veya tema olarak tasavvuf bulunmasa da, tasavvufta da özel bir mahiyeti olan aşk mefhumunu sık sık konu alması itibariyle, dîvânı mutasavvıflar tarafından çok sevilir. Tekniği güçlüdür, şiirlerinde yakaladığı ahenk ve akıcılık fark yaratır. Dil kullanımında çok yeteneklidir. Şiirlerinin oluşturduğu tını, musiki de şiirlerinin farklı bir özelliğidir. Türk, Divan şiirinin dönemin ünlü akımları ve eserleri seviyesine ulaşmasında çok büyük katkısı olmuştur. Eserlerinden biri de Kanunî Sultan Süleyman'ın vefatı üzerine yazdığı "Mersiye-i Hazret-i Süleyman Han" isimli mersiyedir. Bu mersiye hem teknik olarak güçlü yapısı hem de ahengi ve dönemin ruhunu, özellikle edebiyat tarzını, güzel bir şekilde ifade ettiği için en ünlü mersiyelerden birisi olmuştur. Şiirlerinde İstanbul Türkçesini başarıyla kullanmıştır.Ahenk ve musukiye önem vermiş;söz seçiminde titiz davranmıştır.Genellikle din dışı konuları işlemiştir.
Başlıca eserleri [değiştir]Dîvân-(4508 beyitlik, en önemli eseri)
Fazâ'ilü'l-Cihad
Fazâil'i-Mekke
Hadîs-i Erbain Tercümesi
Kanuni Mersiyesi
Eserlerinden Örnek [değiştir]"Yârdan cevr ü cefâ lûtf u kerem gibi gelür
Gayrdan mihr ü vefâ derd ü elem gibi gelür
Firkat-ı yâr katı zâr u zebun itdi beni
Döymeyem mihnet-i hicrâna ölem gibi gelür
Uydurup leşker-i uşşâkını ol şâh-ı cihân
Nâz ile salını salını alem gibi gelür
Dil-i pür-hûn elem-i aşkun ile cûş ideli
Çeşme-i çeşmün akan suları dem gibi gelür
Bâkıyâ hangi gönül şehrine gelse şeh-i aşk
Bile endûh u belâ hayl ü haşem gibi gelür"
S.122
Gazelde geçen musikar anlamı
Musikar
GERÇEK ANLAMI:efsanevi kuş
ŞİİRDEKİ ANLAMI:vücut
GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Musikar efsanevi bir kuştur.
MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Öyle güzel sesi vardı ki Musikar'ı andırdı.
S.123
birim değeri;beyit
birim sayısı;5
birimlerde anlatılanlar,
1.şair sevgilinin yüzünü açmasını ve yürümesini bahçedeki varlıkların bunu görmesini istemiştir
2.bu beyitte ise,şair aşk aşka sevgilinin aşkından düştüğünü ve amansız bir dert olduğunu anlatmıştır
3.sevgilinin aşkınkından perişan olduğunu anlatmıştır
4.duyduğu aşktan dolayı kaburga kemiklerinin bile sayılabileceğini ve bu ahliyle musikara benzediğini
5.güzellere acımasız şefkatli değilller demenin yanlış olduğunu vurgulamktadır
TEMA;aşktır
ç.beyitlerin yerlerini değiştirdiğimizde anlamda bi değişiklik meyadana gelmez çünkü beyitler kendi arasında uyumludur.
d.yaşanması mümkün değildir çünkü hayali unsurlar vardır.
egazel nazım şeklinin özelliklerini yazcaksınız bunu bulabilirsiniz
f ikisininde nazım şekli gazel nazım birimi beyit temaları aşk ölçü aruzdur
S.124 2.soru
ses benzerlikleri var ahengi sağlayan unsurlar var
125
4.soru
gül ve nesrin sevgilinin yanagı
servi ve sanavber;sevgilinin yürüyüşü
gülnar; rengi ve şekli dolasıyla aşığın vücudunaki yaralar
S.126 8.Soru
Bakinin gazeli yapı bakımından divan şiir geleneği yansıtmaktadır.Anlatımdaki sanatlı ve manzumlara dayalı ifadelerin yanı sıra ahenk bakımından da çok güçlü olan gazelde aşk teması işlenmiştir.şair aşk temasını aşık ve verfasız sevgili etrafında işlemiştir.temanın işlenmesinde manzumların yanı sıra şairin hayal gücünün de etkisi vardır.
sayfa 128'deki 27. ve 28. beyitlerdeki söz sanatları
27.beyit
Sensen ol bahr-ı keramet kim şeb-i Mirac’da
Şebnem-i feyzün yetürmiş sabit ü seyyara su
Söz Sanatları:
Tenasüp: Bahr, su, feyz, şebnem kelimeleri arasında yapılmıştır. Bunlar su ile ilgili kelimelerdir.
Teşbih-i Beliğ: Hz. Peygamber’in keramet denizine benzetilmesi (Bahr-ı keramet)
Tezat: Bahr ve şebnem kelimeleri arasında
28.beyit
Çeşme-i hurşidden her dem zülal-i feyz iner
Hacet olsa merkadün tecdid iden mimara su
Söz Sanatları:
Tenasüp: Mimar, merkad, tecdid, zülal ve çeşme kelimeleri arasında
Teşbih: Güneş çeşmeye benzetilmiş. Güneş ışıkları zülale benzetilmiş.
sayfa 129 16.beyitte söz sanatı
16. Su temiz tabiatını âleme aydınlık (berrak) kılmış ve Hazret-i Muhammed'in, yoluna girmiştir.
Şair bu beytinde su ile Hazret-i Muhammed'e uyan, onun yolunda giden mümin arasında bir münasebet buluyor. Temizlik dolayısıyle İslâmiyet suya büyük önem verir. Su maddî ve manevî temizliğin sembolüdür. Suyun vasıflarından biri berrak oluşudur. İyi mümin de öyledir. Onun gönlü de su gibi aydınlık, herkese açıktır.kinaye sanatı vardır
S.130 4.sorunun cvbı;
Ahmeti muhtar,Habiballah,Harelbeşer,Miraç sözcükleri.
S.130 4 ve 5. etkinlikler
edebiyattı demi
1.etkinlik
ç.kasidede her beyit anlam bakımından birbirinden bağımsız ** her beyit kendi içinde bir bütündür kasidede beyitler arasında ses ilişkisi su sözcüğüyle sağlanmıştır.
d.
şairin kişisel duyarlılığını ve hayal gücünü en iyi ifade eden beyit şudur
'dest busı arzusıyla ger ölsem dostlar
kuze eylen topragum sunun anunla yara su'
Bu beyitte şair , sevgilinin elini öpebilmek için ölmeyi ** mezarının toprağından yapılan testi ile sewgiliye su **rilmesini istiyor .böylece sewgilinin elini öpebildiğini hayal ediyor.
e.
kasidenin özellikleri şunlardır;
-devlet ve din büyüklerini övmek için yazılır
-beyit sayısı 31-99 arasındadr
-kafiyelenişi aa,ba,ca,da dır
-kasidenin ilk beyitine malta,son beyitine makta, şairin mahlasının geçtiği beyite taç beyit , en güzel beyte ise beyt'ül-kasid denir
-kaside.nesib,ginizgah,methiye,fahriye ve dua olmak üzere beş bölümden oluşur
sayfa 130 5. etkinlik 5. soru
aruz ölçüsünün kullanılması, kaside nazım şeklinin kullanılması, sanatlı bir söyleyiş olması, arapça ve farsça kelimelerin kullanılması
sayfa 131
6. HİSSETTİKLERİM
samimiyet
sevgi
özlem
arzu
heyecan
7.FUZULİ
divan şiirinin en güçlü şairlerindendir.
şiir tekniği çok güçlüdür.
şiirlerinde tasavvufi konuları ele almıştır.
şiirlerinde azeri türkçesinin özellikleri görülür.
Sayfa 133
BİRİMLERDE ANLATILARLAR
Şiirin teması: Aşk
1.Şair, aşıkların ayrılık acısına sabredemeyeceğini anlatıyor.
Birim Değeri: Dörtlük - Birim Sayısı: Bir
2.İlahi aşk
3.Dilek (dua)
4.Aşk
ç)1.Rubai: Ayrılık - Aşk
2.Rubai: Aşk Ateşi - İlahi Aşk
3.Rubai: Duam - Dilek
4.Rubai: Sevgili - Aşk
d)Gerçek hayatla ilişkilendirilebilir. Aşk ve aşkın halleri ile dua insan hayatında yer bulabilen durumlardır.
e)Rubai nazım şeklinin özellikleri:
-Nazım birimi dörtlüktür.
-Tek dörtlükten oluşur.
-aaxa şeklinde kafiyelenir.
-Özel bir vezinle yazılırlar.
-Yoğun bir fikir örgüsü vardır, bu da ahengin sağlanmasını zorlaştırır.
-Tasavvuf, felsefe, dünya görüşü gibi pek çok konuda yazılırlar.
-Asıl söylenmek istenen 3. ya da 4. dizede söylenir.
2)1.Rubai
söyler imiş: redif
-an: tam kafiye
2.Rubai
ûr: tam kafiye
3.Rubai
-dan sakla: redif
â: yarım kafiye
4.Rubai
dime ana: redif
-z: yarım kafiye
3)"vâdi" ve "sanem" sözcükleridir.
Vadi: Ihlara Vadisi'ne düzenlenen geziye katıldık.
Şiir vadisinde o da kalem oynatmıştı.
sanem: Puta tapınma ilkel kabilelerde de görülmektedir.
Put kadar güzel bir insanmış, dedi.
4)1. Rubai: dil (gönül), bir insan gibi düşünülmüştür. Kişileştirme sanatı vardır.
2.Rubai
dil-i bi-karar: teşhis
fevvare-i nur: teşbih
ateş-i aşk: teşbih
3.Rubai
Ya Rab: nida (seslenme)
reh-i vadi-i rubai: teşbih
ta'n-ı har-ı nadan-ı dü-pa: teşbih
4.Rubai
sanema: nida
sanem: istiare
5)Nazım şekli, nazım birimi, mazmun ve sanatlar divan şiiri geleneğine aittir.